Banka Derecelendirme Metodolojisi
  • A-
  • A
  • A+

1. GENEL YAKLAŞIM

JCR ER açısından banka kavramı; BASEL düzenlemeleri ve bankacılık mevzuatı kapsamında olan banka ve holdinglerini, yatırım bankalarını, özel/kamu bankalarını ve katılım bankalarını kapsamaktadır.

Derecelendirme sonuç ve prosedürlerimizi zafiyete uğratacak ya da yetersiz kılacak bir seviyede olmamak kaydıyla JCR ER’in banka derecelendirme sistemleri son derece esnektir. Derecelendirme metodolojilerinde önemli olan, bankaların faaliyet alanlarını, bu alanlarla bağlantılı riskleri, banka yönetim ve ortaklarının beklenti ve amaçlarını, genel sosyo-ekonomik ortamda oluşması muhtemel değişiklik ve bilumum gelişmeleri kavramaya çalışmak ve bu sayede makro düzeyde uluslararası geçerliliğe sahip bir bakış açısına ulaşıp bankanın içinde bulunduğu özel, sektörel, bölgesel, ulusal durumları önyargılardan uzak bir şekilde değerlendirmektir. İncelemeler esnasında analize yaramayan veya uygulanabilir olma ihtimali bulunmayan detaylı veri isteklerinden kaçınılmaya çalışılacaktır. Ancak bankaların sundukları verilerin bir tutarlılık arz etmesi ve yeterli düzeyde bir açıklayıcılık seviyesine ulaşması için veri taleplerimizde duruma göre birkaç ufak değişikliğin dışında genel olarak standardizasyona gidilmektedir.

Derecelendirme sürecinde incelemenin temelini, konsolide edilmiş kayıt, tablo ve raporlar teşkil eder. Ancak, derecelendirmenin amacına ve türüne bağlı olarak, banka grubunun holding şirketine ait kuruluşlarının veya hiyerarşik olarak holdingle ortaklık/yönetim bağı olmasa bile teminat/garanti yönünden taahhüdü bulunan diğer kuruluşların münferit kayıtlarını da incelemek gerekebilir. Buradaki yaklaşımımız, derecelendirme ve iş modeline, modelden beklenen faydalara/eksikliklere ve ayrıca grubun yapısına ve desteğine dayalıdır. Endüstri dinamikleri, faaliyet performansı ve gelirlerin yapısı, yönetim kalitesi, risk yönetimi, sermaye yeterliliği ve kontrolü ve sermayenin değiştirebilir olması gibi faktörler doğal olarak incelenecek faktörler arasındadır.

Esas itibarıyla bankalar, iktisadi alanda faaliyet gösteren diğer kurumlara birçok yönden benzerlik gösterseler bile, bazı önemli farklılıklar içerirler. Para arz ve talebinde, para değerinin belirlenmesinde bankaların üstlendiği görev ve roller diğer işletmeler açısından önemli farklılıklar yaratmaktadır. Bankaların ekonomik sıkıntılarının ya da iflas etmelerinin çok çabuk yayılan etkileri ve reel sektörü de içine alacak şekilde ciddi sonuçları vardır. Ulusal ve uluslararası ödeme sistemlerinde yaşanacak bir sıkıntı ve bunun sistemik riske dönüşmesi ekonominin genelini krize sokacaktır. O açıdan ulusal bankacılık düzenleyicileri daima bankacılık sistemlerine olan güvenin sürdürülmesini isterler. Bu yüzden, bankaları derecelendirirken dikkate alınması gereken özellikle önemli bir faktör nihai kredi vericilerinin (lender of last resort) varlığıdır. Analitik incelemelerimizin önemli bir kısmı bir bankanın hangi şartlar altında kim tarafından destek bulacağıdır. Ulusal hükümetlerin ve bağımsız kurulların bankaları kurtarmaya ilişkin tutumlarındaki değişimleri izlemek son derece gerekli ve faydalıdır.

JCR ER Destek Notları

Derecelendirme hizmeti verdiğimiz bankaların desteklenme olasılığı ve dayanakları hakkındaki kanaatlerimiz kamuoyuna Destek Notları halinde aktarılır. JCR ER’in değerlendirmeleri yerel otoritelerin topyekun sektörü destekleyebilme kapasitesini ve eğilimini kapsayacaktır. O yüzden destek notları “ülke” notlarını da içerir.

Diğer taraftan Destek Notları derecelendirilmiş olan bankanın iyi veya kötü ayrımıyla ilgili değildir. Bir zorluk anında o bankanın destek görüp göremeyeceği konusu ile ilgilidir.

JCR ER Bireysel Notları

JCR ER olarak Bireysel notlar, bankaların riske maruz olan değerlerini, riske girme eğilimlerini ve risk yönetimlerini inceleyip faaliyetlerine devam edebilmelerine yönelik bir kanaate ulaşabilmek için kullanılır. Bireysel notlar kararlaştırılırken, analitik işlemler bölümünde belirtildiği gibi analistler tarafından yapılmış değerlendirmeler ve bu değerlendirmelerin geleceğe dair projeksiyonlarından faydalanılır. Genelde yerel bazda bir grup karşılaştırması yapılmaktadır. Mukayese açısından dikkate alınan konular dünya çapında aynı olsa da bankaların türüne göre değişiklikler göstermesi gayet doğaldır. Kullandığımız rasyoların teorik temelleri literatürdeki ortak tabana oturmakla birlikte, uygulamaları bankalara, ülkelere göre farklılıklar gösterebilmektedir. Karşılaştırmalarımız, uluslararası uygulamalara, farklı bankacılık ve raporlama uygulamalarına ve teamüllere- geleneklere göre karmaşıklaşır. Ancak, derecelendirme süreçlerinde; gelişmiş ülkelerin bankaları ve özellikle BIS tarafından belirlenen standartların evrensel boyutta referans olarak dikkate alınmasına ve faaliyetlerin bu referans değerlere göre ölçümlenmesine dikkat edilmektedir.

JCR ER Uzun ve Kısa Vade Kredi Notları: Yerel para ve döviz cinsi üzerinden

Destek ve Bireysel notların dışında, derecelendirilen bankaların ihraç ettiği borçlanma senetlerine de notlar verilir. Bu notların amaçları bir bankanın ne kadar iyi veya kötü olduğunu belirtmekten ziyade, bankanın aracılık fonksiyonunu zamanında yerine getirip getirmeyeceğini, bankanın ihraç edebileceği borçlanma senedi karşılığında alacağı paraları zamanında geri ödeyebilme ihtimalini ölçmektir. Buna göre, “Yatırım yapılabilir” “spekülatif” veya “yatırım yapılamaz” seviye notlarından birisi verilir.

Bir bankanın Kısa vade ve Uzun vade kredi notları, o bankanın genel kredi itibarını öncelikli seviyede değerlendirirken, özel ihraçlara verilen notlar menkul kıymet sahibinin göreceli öncelikli durumunu, o ihracın şartlarını ve teminatları içerir.

Uluslararası Kısa vade ve Uzun vade notları hem yabancı para cinsinden hem de yerel para cinsinden verilebilir. Rating Literatüründe yabancı para notlarının genellikle “ülke tavanı” ile kısıtlandığı varsayılsa da JCR ER açısından bazı durumlarda bazı bankaların uzun vade notları, uzun vade ülke notundan daha yüksek olabilecektir. Tanınmış uluslararası derecelendirme kuruluşlarından birçoğunda da bu yaklaşım benimsenmiş durumdadır. Yerel para notlarının da tanım gereği “ülke tavanına” takılması kuralı JCR ER açısından da geçerliliğini korumaktadır. Zira bir ülkenin yerel para notu genellikle o ülkedeki en iyi kredi notu olacaktır. Ancak, bazı özel güçlü yanları bulunan bankalar, o notu da aşabilirler.

JCR ER’in hem yabancı para hem de yerel para notları uluslararası karşılaştırılabilirliğe sahiptirler. Yerel para notlarımız derecelendirilen ülkenin sınırları içerisinde, o ülkenin para birimi cinsinden ödeme yapılabilme ihtimalinin ölçümü olup, yabancı para notlarının aksine, yabancı paraya çevrilebilirliği etkileyebilecek döviz kuru kontrollerini dikkate almaz. ‘Ulusal’ notlar, yükselen piyasalardaki bankalara bu tür notlara olan ihtiyacı karşılamak için verilir. Ulusal notlar bir ülke sınırları içerisindeki en iyi kredi riskine olan kıyaslamaya göre verilir; her zaman olmasa da bir ülkedeki en iyi kredi riski o ülkenin kendine aittir ve uzun vade AAA notu ile belirtilir. Bu not cetveli, o ülkenin uluslararası notlara ülke tavanı olarak görev yapan ülke notunu hariç tutar.

Notların uzun vadede bir iki sene içerisinde ne yönde hareket edebileceği konusunda bir fikir vermesi açısından, bu notlara Olumlu, Durağan, Olumsuz, Gelişen şeklinde görünümler de eklenir. “Olumlu” veya “Olumsuz” bir görünüm mutlaka bir not değişikliğinin yapılacağı anlamını içermez. Aynı mantıkla, “Durağan” görünümlü bir not, şartlar gerektirdiği takdirde görünümünde “Olumlu” veya “Olumsuz” şeklinde bir değişiklik olmadan da değişikliğe uğrayabilir. Destek notlarının dışında kalan tüm notların değişimi ve muhtemel yönü hakkında yatırımcılara bilgi vermek için, Not İzleme kapsamına alınabilirler. Beklentinin yönü; muhtemel bir not artırımı şeklindeyse “Olumlu”, not düşmesini belirtecek şekildeyse “Olumsuz” veya notlar artma, düşme veya sabit kalma ihtimali varsa “Gelişen” şeklinde belirtilebilir. Not izleme kısa bir sürede çözümlenir.

2. ANALİTİK İŞLEMLER

JCR ER bir banka hakkındaki incelemelerini bir dizi nitel ve nicel unsura dayandırır.

Bunların en önemlileri şunlardır:

  • Makro Ekonomik Risk, Sanayi Riski ve faaliyet ortamı

  • Kurumsal Yapı, Yönetim ve strateji

  • Muhasebe ve Mali Raporlar

  • Kredi riski ve Yönetimi

  • Piyasa riski ve Yönetimi

  • Faaliyet, Operasyonel Riskler ve kayıplar

  • Yasal Riskler

  • Fonlama ve likidite

  • Menkulleştirme ve Kredi Türevleri

  • Sermaye Yeterliliği ve Ortaklık yapısı

2.1. Makro Ekonomik Risk, Sanayi Riski ve Faaliyet Ortamı

Faaliyet gösterilen ortamın anlaşılması derecelendirme süreçlerinde kilit öneme sahiptir. Zira, bankaların içinde bulunduğu ekonominin boyutu ve sağlığı, büyüme beklentileri; ekonominin karşılaşabileceği yapısal problemler; ülkenin siyasi ortamı; bankacılık sektörünün yapısı, bankaların nispi boyutları, pazar yoğunlaşması, birleşme eğilimleri; bankanın sektör içindeki yeri, önemli iş alanlarındaki pazar payları, fiyatları etkileme kabiliyeti; diğer bankalardan veya banka olmayan finansal kuruluşlardan kaynaklanan rekabet; yasal ortam, düzenleme kurullarının rolü, banka gözetiminin kalitesi, raporlama gereksinimleri, özel finansal kurum türleri ve finansal ürünler için olan yasal düzenlemeler, ülkedeki banka başarısızlıklarının geçmişi, kanun yapıcıların ihtiyaç içinde olan bankaları ve diğer finansal kurumları desteklemeye karşı olan tutumları, var olan tasarruf mevduatı sigorta- garanti düzenlemeleri, ülke içerisindeki muhasebe ve raporlama standartlarının kalitesi ve sektöre giriş-çıkış kolaylığının derecesi bankaların kredi itibarını önemli bir şekilde etkileyebilir.

Bankaların faaliyette bulundukları ülkelerin temel makro ekonomik göstergeleri, genel yapısal değişiklikler, varsa yaşanan veya yaşanması olası olan krizler, ekonomik ve siyasi istikrar, ulusal bankacılık sektörü, rekabet durumu, yerel bankacılık düzenlemeleri, sektöre giriş koşulları incelenir. Aynı zamanda, yerel bankacılık düzenleme-denetleme kurumları ile görüşmeler yapılarak onların rol ve görevlerini, bankacılık sistemi üzerinde devletin kontrolü veya serbestisi hakkında malumat alınır. Yine banka kayıtlarının halka açıklığı ve muhasebe standartlarının incelenmesi de söz konusudur. Uluslararası düzenlemelere uyum ve ahenk düzeyi, Basel Komitesi ve onu takip eden değişiklikler çerçevesindeki sermaye yeterliliği hakkındaki prensipleri değerlendirmelere dahil edilir.

Ekonomik riske ilişkin olarak, JCR ER, ülke ekonomisinin risk seviyesini, o ülkenin kendi kredi kalitesine karşılık, söz konusu riskin mali kurumları nasıl etkilediğine göre değerlendirir. Buna ekonominin sağlamlığı, çeşitliliği ve değişkenliği; kurumsal ve bireysel sektörlerin mali sağlığı ve hükümetin, ekonomiyi canlanma ve durgunluk dönemlerinde yönetme kabiliyeti de dahildir.

Sanayi riski kategorisi çeşitli unsurları içerir. JCR ER mali hizmet sanayisinin dinamiklerini ve bu dinamiklerin borç verenin ya da karşı tarafın bakış açısına göre, ne dereceye kadar daha fazla ya da daha az riske yol açtığını ölçer. Bu değerlendirmeyi yaparken, düzenleyici rejim ile bankalara yönelik her türlü destek mekanizmaları önemlidir.

İş alanlarının dağılımı ve sistem yönünden bir bankanın faaliyetlerinin coğrafi, yerel, uluslararası ve endüstriyel sektör bakımından dağılımını inceler. Aynı zamanda müşterilere sunulan hizmetlerin ve ürünlerin çeşitliliğini ve yeni ürünler yaratabilmekteki kabiliyetini de dikkate alır. Ayrıca bankanın sistem içindeki öneminin gücünü ve derinliğini ve var olan iş alanlarının korunarak yeni iş alanları yaratılmasındaki yeteneğini de göz önünde bulundurur.

2.2. Kurumsal Yapı-Yönetim ve Strateji

Banka içerisindeki kurumsal değerlerin ve stratejik hedeflerin yapısı, yetki, sorumluluk ve prosedürlerin belirlenme dereceleri, yönetim kurulu üyelerinin ve yönetim kademelerinin moraliteleri, iç denetim mekanizmalarının işlevselliği, şeffaflık gibi üst başlıklar altında kurumsal kimliğe ilişkin tüm detaylara bakılır. Zira bankalar, piyasalarda giderek daha önemli roller oynayan karmaşık grupların üyesi haline gelmektedir. Herhangi bir bankanın daha büyük bir grubun üyesi olması halinde, JCR ER, ana kuruluşun faaliyetlerini, söz konusu faaliyetlerin bağlı kuruluş konumundaki bankanın mali gücünü arttırması ya da azaltması yönünden analiz edecektir. Pek çok durumda hem yerel hem de uluslararası hizmet sunumunda daha büyük bir grubun üyesi olmanın önemli avantajları vardır. JCR ER, Grubun gerektiğinde bankayı destekleme gücü ve isteğinin olup olmadığını ya da yasal olarak böyle bir hakkının bulunup bulunmadığını belirlemeğe çalışır. Grup üyeleri bankadan daha güçsüzse, banka karlarının grup üyelerine ne dereceye kadar yönlendirilebileceği ya da kredilerin grup üyelerine ya da ilgili taraflara ekonomik temele dayanmaksızın ne dereceye kadar sağlanabileceği ve bunun bankanın mali durumunu ne dereceye kadar olumsuz etkileyeceği belirlenmelidir.

Banka yönetimi değerlendirmesinde bankanın organizasyon yapısını, yönetim takımının karşılıklı üye bağımlılığını, uyumunu, büyük hisse sahiplerinden bağımsızlığını ve iş dağılımı sağlayarak, faaliyet verimliliğinin devamını ve bankanın pazar payının artırılmasını değerlendirir. İçsel ve dışsal faktörlerin büyümeye ilişkin planlarını inceleyerek yönetim stratejisinin kalitesini ve güvenilebilirliğini ölçer. Planların geçmişteki beklentileri karşılayıp karşılamadığı veya stratejilere bağlılığı öne çıkarılır. Yönetimsel kararlar öznel olsalar da zaman içerisinde sağlanan finansal performans sonuçları JCR ER için daha nesnel bir ölçüt sunacaktır.

Herhangi bir derecelendirmenin belirlenmesinde, geçmiş veriler sadece geleceğin bir göstergesi olarak beklenen kârlılık ve sermaye seviyeleri ile ilgili tahminleri verir ise de bu tahminlere ulaşmak açısından üst yönetimle yüz yüze gerçekleştirilecek görüşmeler çok daha değerlidir. Bu görüşmeler ekonomik koşulları, mevcut ve beklenen düzenleyici ortam ve rekabet ortamını ve gelecekte meydana gelebilecek değişiklik ve edinimleri içerir. İnceleme aynı zamanda, kârlılık seviyelerinin ne dereceye kadar korunabileceğini ve gereken sermaye ve likidite seviyelerinin nasıl finanse edileceğini içeren bir görüşmeyi de kapsar. Yönetimin her iki alandaki yaklaşımları önemle göz önüne alınır.

2.3. Muhasebe ve Mali Raporlar

JCR ER’nin derecelendirme faaliyetleri, bir bankanın finansal tablolarının denetlenmesini değil, tablolarda yer alan bilgi ve göstergelerin bankanın finansal performansını ve bilanço bütünlüğünü doğru bir şekilde yansıtıp yansıtmadığı ile ilgilidir. Bankaların muhasebe sistem ve uygulamalarının kalitesi hakkında bir fikre ulaşıldıktan sonra, finansal verileri diğer bankaların verileri ile karşılaştırılabilir hale getirilecektir. Uygulanan muhasebe yöntemlerinin etkinliği, Uluslararası Muhasebe Standartları (IAS)'na uyumu araştırılır.

JCR ER, uygulanan muhasebe kuralları ile banka tarafından kullanılan temel varsayımları yakından inceler. Bu analizin amacı, banka muhasebesine puan verilmesi değildir. Daha çok, derecelendirmenin varlık kalitesi, kârlılık, likidite ve sermaye gibi nicel yönler ile mali politika, dahili bilgi sistemleri ve yönetim gibi daha nitel göstergeler üzerindeki etkilerini belirlemeye çalışır.

JCR ER'in muhasebe analizi, ülkeden ülkeye ve hatta bankadan bankaya büyük ölçüde farklılık gösteren ulusal muhasebe kural ve uygulamalarının etkisinin araştırılmasını içerir. Son zamanlarda muhasebe standartlarının yakınlaştırılmasına yönelik olarak atılan adımlara karşın, JCR ER, bankaların muhasebelerini bireysel anlamda sürekli olarak analiz etmeyi ve bu bankaların mali bildirimleri ile oranlarının gerektiği şekilde analitik amaçlı olarak ayarlamayı planlar.

2.4. Kredi Riski ve Yönetimi

Belirsizlik, tehlike ve fırsat üçlüsünün değişik kombinasyonlarına göre şekillenen risk kavramının tanımlanması, ölçülmesi, uygulanması ve izlenip değerlendirilmesi bir bankanın riske olan yaklaşımını ve risk yönetimi için kullandığı sistemleri içerir. Kredi riski bankaya karşı yükümlülükleri olanların bu yükümlülüklerini zamanında ve tam olarak yerine getirmemeleri halinde bankanın zarara uğrama olasılığını anlatır. Risk yönetiminin bağımsızlığı ve etkinliği, tüm risklerin aynı çatı altında incelenip incelenmediği, uygulanan prosedürleri ve limitleri, bu limitleri kimin belirlediği ve bu prosedürlere ve limitlere ne kadar bağlı kalındığı JCR ER tarafından incelenir. Üst kademenin risk yönetim anlayışını ve katılımını ve ast-üst raporlama durumunu değerlendirilir. Risk yönetiminin bir parçası olarak varlıklarının bir kısmını menkulleştirmişse ya da menkulleştirmesi düşünülüyorsa bunun altında yatan sebeplere bakılır. Menkulleştirmede en çok karşılaşılan sebepler, risk konsantrasyonunun daha iyi yönetimi, sorunlu kredilerden veya sermaye yoğunluğu fazla olan varlıkları elden çıkarmak, düşük faiz marjı olan varlıkları azaltmak, likiditeyi iyileştirmek ve asgari sermaye koşullarını devam ettirmek olabilir.

Bankalar son zamanlarda Basel Sermaye Anlaşmalarının gereklerine yoğunlaşmış ve kredi riskini hesaplayabilmek ve asgari yasal sermaye ihtiyacını azaltmak amacıyla dahili derecelendirme sistemlerini ya kurmuştur ya da kurma aşamasındadır. Buna göre bankalara sunulan birçok risk azaltma yöntemlerinin kredi riski profilinde önemli etkileri olacaktır. Bankalar aynı zamanda, gözden geçirilmiş Basel Uzlaşısında gerekli bulunan sermaye karşılama oranı sebebiyle, faaliyet risklerini ölçmek için daha gelişmiş sistemler kurmaya özendirilmektedir. Anlaşmada piyasa risklerini ölçmek için herhangi bir değişiklik öngörülmezken, bankalar piyasa risklerini daha etken bir şekilde ölçebilmek için piyasa riski ölçüm araçlarını geliştirmeye ve daha ince ayarlar yapmaya devam etmektedirler.

Kredi riski kavramı, krediler, borç senetleri, öz kaynak yatırımları, bilanço içi ve dışı karşı taraf riskleri de dahil olmak üzere bir kurumun faaliyetlerinin bütününü kapsar. Öncelikle ele alınması gereken alanlar ise değişiklik ve risktir. JCR ER, bankanın toplam kredi riskini, coğrafya, teminat, vade, sanayi sektörü ve borçlu türlerine (tüketici, ticari, kurumsal, banka, ya da devlet) göre yapılan dökümler aracılığıyla analiz eder. JCR ER, katı bir çerçeve izlemektense, bankanın kredi riskini ve kredi portföyünü nasıl yönettiği anlayabilmek amacıyla bankanın kendi dahili bilgileri ve raporları ile çalışmayı tercih eder. Bankanın çeşitli borçlanma ve yatırım faaliyetleri ile ilgili deneyim ve kayıtları, rekabet konusunda güçlü olduğu noktalar ve piyasa payı gibi öznel faktörler de analizin önemli unsurlarını oluşturur. Farklı ülkelerdeki kurumları karşılaştırmak için JCR ER riske göre ayarlanmış varlık kalite göstergelerinden kapsamlı bir şekilde yararlanır.

Borç verme kriterleri ve onay limitleri de dahil olmak üzere kredi onay süreci dikkatli bir şekilde incelenir. Portföy izleme usulleri ve denetleme fonksiyonu da ayrıca tartışılır.

Bilanço kalemlerinden ve bilanço dışı kalemlerden oluşabilecek tüm kredi riskleri ve bilançolarda yer alan farklı varlık kategorilerinin göreli oranları da dahil olmak üzere banka bilançosunun yapısı incelenir. Genellikle, kredi kayıtları bir bankanın varlıkları arasında en çok yer tuttuğu veya en çok riskin yoğunlaşmasının bu kalemde olduğu için kredilerin daha detaylı olarak incelenmesi zaruridir. Bu bağlamda, incelemeler, kredilerin türüne, boyutuna, vadesine, para birimine, ekonomik sektörüne ve coğrafi olarak dağılımını göre yapılır. Riski konsantrasyonlarını, özellikli bireysel müşteriler ve büyük krediler ve bazı endüstrilere ait olan kredi riskleri, sorunlu, hassas, çalışmayan, yeniden yapılandırılan veya izlemede olan kredileri ayrıntılı olarak incelenir. Tanımlar ülkeden ülkeye ve hatta bankadan bankaya değişebileceğinden dolayı, “sorunlu” ve “çalışmayan” kredilerin tanımını iyi yapmak gerekir. Sorunlu kredilerin içerdiği riskleri değerlendirirken, ayrılan kredi karşılığı da hesaba katılır. Karşılık ayırmaya ilişkin bankanın genel yaklaşımı, geçmişteki kayıp kredileri ve zarar olarak yazdığı veya telâfi edebildiği kredileri de gözden geçirilir. Varlık kalitesi değerlendirilirken, mutlak veya göreceli kriterler ile mümkünse, yurtiçi ve uluslararası benzer kategorideki muadilleri ile rasyo karşılaştırmaları kullanılır. Diğer varlıkların kalitesine gelindiğinde ise hem sabit getiri hem de hisse senedi portföylerini, menkul kıymetlerin genel kalitesini, vadesini, herhangi aşırı konsantrasyonunu veya özellikle tek başına büyük yatırımları ve bu menkul kıymetlerin değerlemeleri dikkate alınır. Benzer şekilde, bir bankanın interbank mevduat ve kredi kayıtlarında ise, hesabın büyüklüğü, vadesi, konsantrasyonu ve karşı tarafların kredi itibarları da göz önünde bulundurulur.

Bankalar artan bir şekilde, bilanço dışı taahhütlerde bulunmaktadır ve bu yüzden bunlarla ilişkili olabilecek riskleri de iyi değerlendirmek gerekir. Bunlar gayri nakdi krediler (akreditifler, teminat mektupları), taahhütler, garantiler, avaller, türev finansal araçlar, kredi mektupları, riski bankaya rücu edilebilen faiz ve kredi temerrüt takasları, alım-satım-ödeme taahhütleri, menkulleştirilmiş varlıkları içerir. Türev araçlarının bankalarca kullanımı günümüzde oldukça yaygındır ve derecelendirme işleminin bir parçası olarak, türev portföyünün brüt zımni ve reel değeri ile; bankanın kullandığı türev araçlarının türlerine ve kullanılış amaçlarına da bakar. Kredi riski söz konusu olduğunda, bankalar tarafından kredi açıklığını ölçmek için kullanılan sistemleri, değerleme uygulamalarını ve tarafların kalitesi de incelenir. Kredi riskinden başka, türev araçlarının piyasa, yasal ve faaliyet risklerini de doğurabildiği göz önünde bulundurulmalıdırlar. Kredi türevleri de özellikle ticari bankalar tarafından kredi riskini dağıtmak ve azaltmak için bir risk yönetim aracı olarak kullanılmaktadır ve piyasası son yıllarda oldukça büyümüştür. Kredi türevleri kredi riskinin piyasa boyunca dağılımını sağlayarak bankaların verimliliğini ve risk dağılımını arttırsa da şeffaflığının yetersizliği ve göreli kısa vadeli oluşu bankaların kredi türevlerine olan açıklığının incelenmesini ve kredi riskinin aşırı bir konsantrasyonunun olmadığının araştırılmasını gerektirir. Aynı zamanda, kredi türevi kullanımını gerektirecek nedenleri ve kredi türev kayıtlarının nasıl tutulduğunu da inceler.

Kredi portföyünün incelenmesi sırasında riskin dağılımı önemli bir faktördür. JCR ER bankanın genel krediler sağlayıp sağlamadığı ya da herhangi bir kredi konusunda uzmanlaşmış olup olmadığını belirler. Varlıkların önemli bir bölümünün ekonominin belirli bir kesiminde kullanıldığı durumlarda, söz konusu sektörle ilgili ek bilginin yanı sıra bankanın söz konusu kesimde yoğunlaşmasının gerekçesi talep edilir. Borçluların bireysel anlamda öneminin ölçülmesi için JCR ER bankanın en büyük kredi risklerini inceleyecektir. Yabancı varlıkların analiz edilmesinde, ülke riskleri miktarlarına, türlerine ve vadelerine göre incelenir.

Şüpheli varlıkların, kredi zararlarının ve karşılıkların geçmişi son derece önemlidir. Her biri ile ilgili son beş yıllık veriler incelenir. Sorunlu varlıkların gerçek seviyesinin değerlendirilmesinde, bankanın yükselmiş bir kredi riskine maruz kaldığı bilanço içi ve dışı varlıklarının seviyesini belirlemek amacıyla, JCR ER sorunlu kredilerin düzenleyici tanımlarının ötesine bakar.

JCR ER, bir bankanın kredi zararı karşılıklarının analiz edilmesi sürecinde; ödenmemiş bir kredinin hangi zaman dilimi içerisinde temerrüde düşmüş olarak kabul edildiği, temerrüde düşen kredilere ne kadar süreyle karşılık ayrıldığı, kredi ve karşılığının ne kadar süreyle varlığını sürdürmek zorunda olduğu, teminatlar ve karşılıkların yaklaşan bir zararı karşılama oranı , elden çıkarmaların, büyük bir kısmının kısa bir sürede geri alınmasını sağlamak amacıyla muhafazakâr bir şekilde yapılıp yapılmadığı ya da bunların ancak nihai zararın kesin olarak gerçekleşmesi halinde kaydedilip kaydedilmediği konularında yoğunlaşılır. Vergiye ilişkin ve düzenleyici değerlendirmeler bu kararları etkileyecek ve bu sorulara verilecek yanıtlar, hangi rakamların gerçek kredi zararlarının en önemli göstergesini oluşturduğunu ortaya çıkaracaktır.

Kredi Risk Azaltımı

Kredi riski azatlımı; çeşitli finansal kıymetler, garantiler, kefaletler veya kredi türevleri yoluyla karşı taraftan veya karşı tarafın adına üçüncü şahıslardan sağlanan güvencelere dayanarak, kullanılmış veya potansiyel bir kredi için maruz kalınan riskin aşağıya çekilmesi işlemidir. Kısaca maruz kalınan bir kredi işleminin teminatlı hale getirilmesidir.

Basel II uzlaşısına göre, yasal sermaye yükümlülüğü kapsamında, sağlanan güvencelerin kredi riski azaltımına konu edilebilmesi, yani yasallık kazanabilmesi için güvence işlemlerine ait tüm yasal dokümantasyonun ve bu işlemin;

  • Tüm taraflar için bağlayıcı olması,

  • Mevzuat hükümlerine göre yaptırım gücüne sahip olması,

  • Tüm tarafları bağlayıcı olduğuna ve yaptırım gücüne sahip olduğuna dair bankalarca yeterli hukuksal incelemenin yapılmış olması,

  • Bankaların bu hukuksal sonuca varabilecek sağlam bir hukuksal alt yapıya sahip olması,

  • Bankaların, mevcut yaptırım gücünün devamlılığını sağlamaya yönelik ilave incelemelerin yapılmış olması,

  • Hukuki sistem içerisinde, karşı tarafın veya teminatı saklama kuruluşunun temerrüde düşmesi, ödeme aczine düşmesi, iflas etmesi hallerinde, bankanın teminatı zamanında nakde çevirme ya da zilyetliğine geçirmesi hakkına sahip olunması,

  • Bankanın teminattan doğan menfaatlerini korumak ve sürdürmek için, teminatı bir sicile kaydettirmesi veya teminatın devri ile ilgili netleştirme veya mahsup hakkının kullanımı için yasal tüm işlemleri yapmış olması,

  • Karşı tarafın kredi kalitesi ile teminat değeri arasında pozitif bir korelasyon olması,

  • Karşı tarafın temerrüde düştüğünü nasıl ilan edeceğini, teminatı hızla nasıl nakde çevireceğini veya nasıl zilyetliğine geçireceğini içeren hukuksal prosedürlere sahip olması,

  • Teminatın saklama kuruluşlarında tutulduğu hallerde, teminatın saklama kuruluşlarına ait kendi varlıklarından ayrı tutmasını sağlayacak tedbirlerin alınmış olması

şarttır. Aksi halde sağlanan güvenceler Basel II kapsamında risk azatlımı için yasallık kazanamaz.
Basel II’de risk azaltıcı unsurları arasında kullanılabilecek teminatları Finansal Teminatlar, Bilanço içi netleştirme, Garanti ve Kefaletler, Kredi Türevleri şeklinde dört gruba ayırmak mümkündür. Bankaların, risk azaltımı için alınan teminatları bu kapsamda JCR ER tarafından incelenecektir. Kredi riski ve teminat için;

  • Sürekli volatilite düzeltmesi yapılacaktır,

  • Kredi riski ile teminat arasında para uyumsuzluğu varsa kurlarda meydana gelebilecek dalgalanmaları dikkate alarak bu para uyumsuzluğu giderilecektir.

  • Kredi ile teminat arasında vade uyumsuzluğu giderilecektir.

Volatiliteye ve para uyumsuzluğuna göre düzeltilmiş tutarların karşılaştırılmasında, düzeltilmiş kredi tutarı düzeltilmiş teminat tutarından yüksek olması halinde aradaki fark karşı tarafın risk ağırlığıyla çarpılarak gerekli hesaplama yapılacaktır. Hesaplamalar yapılırken önemli olan iskonto (kesinti) oranlarının hesaplanmasıdır. Burada Basel tarafından iki yöntem önerilmiştir. İlki Komite tarafından önerilen resmi standart iskontolar, ikincisi ise bankaların içsel tahminlerine dayalı iskontolardır. JCR ER tarafından tüm bu süreçlere de bakılacaktır.

Kurumsal Krediler

  • İhtisas dışı Krediler- Şirketlerin Ortakların ve işletmelerin Yükümlülüğü

  • Kobi (Ciro/Kredi Tutarı kıstaslarına göre) Kredileri

  • İhtisas Kredileri - Şirketlerin Ortakların ve işletmelerin Yükümlülüğü

  • Proje Finansmanı

  • Duran Varlık Finansmanı

  • Emtia Finansmanı

  • Gelir getiren Gayrimenkul Finansmanı

  • Volatilitesi Yüksek Ticari Gayrimenkul Finansmanı

  • Devralınan Kurumsal Alacaklar

Hazine ve MB Kredileri
Banka Kredileri
Perakende Krediler

  • Rotatif Krediler

  • İkamet Amaçlı gayrimenkul ipotek kredileri

  • Nitelikli rotatif Perakende Krediler

  • Devralınan Perakende Alacaklar

Sermaye Yatırımları
şeklinde beş grupta sınıflandırılan bankalar açısından her bir varlık için; Risk Bileşenleri, Risk Ağırlık Fonksiyonları ve Asgari Gereksinimler adı altında üç temel bileşen söz konusudur. Risk bileşenleri ise; Temerrüde düşme olasılığı, Temerrüt Halinde Kayıp Yüzdesi, Temerrüde düşme durumunda risk tutarı, Efektif Vade diye toplam dört adet olarak belirlenmiştir. Bu risk bileşenlerinin bankalar tarafından içsel sistemleri vasıtasıyla tahmin edilmesinin yanında, bu bileşenlerden bir kısmının denetim otoriteleri tarafından öngörülebileceği ve bankaların bunları kullanabileceği durumlar da olabilecektir.
Risk Ağırlıklı fonksiyonlar, risk bileşenlerinin önce risk ağırlıklı varlıklara, oradan da sermaye yükümlülüğüne dönüştürülmesini sağlayan fonksiyonlardır. Asgari Gereksinimler, bankaların yukarıda sınıflanan varlık kategorilerinin tamamı veya bir kısmında içsel derecelendirme yaklaşımını uygulayabilmesi için yerine getirmesi gereken asgari standartlardır. Yukarıda kategorilendirilen varlıkların büyük bir bölümü için İçsel derecelendirme yaklaşımları iki alt başlığa ayrılmıştır;

  • Temel içsel derecelendirme yaklaşımları,

  • Gelişmiş (ileri) içsel derecelendirme yaklaşımları

Temel yaklaşımda, temerrüt olasılığını bankalar tahmin etmekte, diğer risk bileşenlerini ise denetim otoriteleri sağlamaktadır. Bazı hallerde efektif vadelerin de Bankalar tarafından tahmin edilmesine izin verilebilmektedir. Oysa, gelişmiş içsel derecelendirme yaklaşımlarında tüm risk bileşenlerini, asgari koşulları yerine getirmek kaydıyla bankaların kendileri tahmin edebilmektedir. Ancak, her iki yaklaşımda da kullanılacak risk ağırlık fonksiyonları Basel tarafından öngörülmüş olan formüllere göre yapılması zorunluluktur. Tüm bu süreçlere de JCR ER olarak bakılacaktır.

3. PİYASA RİSKİ VE YÖNETİMİ

Basel uygulamaları ve yerel otoritelerin yaklaşımı çerçevesinde, Piyasa riski ve Yönetimi kavramı; bankaların genel piyasa riski, kur riski, spesifik risk, emtia riski, takas riski nedeniyle maruz kalabileceği zarar olasılığını ve bu olasılıklar dahilinde banka yönetiminin yönetim kabiliyetlerini ifade eder.

Spesifik risk, olağandışı piyasa hareketleri aşamasında, banka alım satım hesapları içinde yer alan finansal araçların dahil olduğu pozisyonları oluşturan finansal araçları ihraç veya garanti eden ve ödeme yükümlülüğü bulunan kuruluşlardan kaynaklanacak zarar olasılıklarını, takas riski ise takas işleminin vade tarihinde gerçekleşmemesinden ötürü işleme konu menkul kıymet, döviz veya emtianın fiyat değişimleri nedeniyle bankanın maruz kalacağı zarar olasılığını ifade eder.

Kredi riskine esas tutar, bilanço içi varlıklar ile gayri nakdi krediler, taahhütler ve türev finansal araçlara ilişkin kredi riskine esas tutarların toplamından oluşur.

Bilanço içi ve bilanço dışı kayıtlar dahil piyasa riski analizimiz, bir bankanın iş alanındaki tüm yapısal ve alım-satım risklerini kapsar. Yapısal riskler söz konusu olduğunda, bankanın aktif/pasif yönetim stratejisi, pozisyon almanın rolü ve bu stratejinin hedging ve muhasebe yönleri incelenir. Bilançoda görünen görünmeyen faiz oranlarına, kurlara ve hisse senedi risklerine dayalı ve bunlarla ilgili riskler için belirlenmiş limitlere göre durumları incelenir. Alım-satım tarafında, alım-satım faaliyetleri ile ilgili olan bankanın genel stratejisine bakarız VAR, stres senaryoları vb. yöntemlerle gelirlerin volatilitesine ve kârlılığın son çizgisine odaklı olarak ürüne ve piyasaya göre incelenir. Aynı zamanda piyasa riskini, banka kayıtlarındaki öz sermaye iştiraklerine göre de inceleyerek, aşırı konsantrasyon ve bu iştiraklerin nasıl değerlendirildiği göz önünde bulundurulur.

JCR ER, ister bilanço içi ister bilanço dışı olsun, mali kurumun faaliyetlerinin bütünü, örneğin, varlık ve borç yapısı, alım satım faaliyetleri, teminat üstlenme faaliyetleri üzerindeki piyasa riskinin seviyesini ayrıntılı bir şekilde inceler. Yönetimin stratejisi ve bu alanlardaki genel risk durumu kilit önem taşır.

Bir bankanın varlık ve borçlarının karışımı, faiz, vade ve para birimi eşleştirmesini etkileyen hem harici hem de dahili faktörlerin değerlendirmesinin bir karışımını içerir. Bankanın genel varlık ve borç yönetimi felsefesi ile risklerin izlenmesine ilişkin sistemler bu sırada ele alınır. JCR ER, yönetimin değişen koşullara verdiği tepkilerin kayıtları ile ilgilenir. Piyasalarda olumsuz bir hareket meydana geldiğinde bir faiz oranı ya da para birimi pozisyonu alan ve izleyen olaylardan bağımsız olarak riskini koruyan bir banka, açık pozisyonları hızla tasfiye eden ya da kapatan bankalara göre daha olumsuz olarak değerlendirilir.

Alım satım riski yönetimine ilişkin olarak, JCR ER’in uyguladığı süreç, yönetimle birlikte, risk yönetiminin tüm alanlarındaki politikalarının, uygulamalarının ve kurumsal yapısının yanı sıra bunların sonuçlarının gözden geçirilmesini içerir. Yönetim politikaları ve usullerinin gözden geçirilmesi sırasında, JCR ER, yönetimlerin çoğunluğunun uygun politikaların ne olması gerektiğinin farkında olduklarını ve bu politikaları benimsemeye hazır olduklarını ve bu politikaların ne kadar iyi ve istikrarlı bir şekilde uygulandığını gözlemleyecektir.

4. OPERASYONAL RİSK ve YÖNETİMİ

Uzun dönem kredi riski ve piyasa riski dışında kalan diğer tüm risklerin toplamı olarak ele alınır ve yetersiz veya başarısız dahili süreçler, çalışanlar, müşteriler, üçüncü kişiler ve sistemlerden kaynaklanan kayıp riskleridir. Faaliyet riski incelememiz, bu riskleri ölçmek için kullanılan sistemleri/araçları, faaliyet riskini kısıtlamak için yapılan kontrolleri, yönetimin bu riskleri karşılamak için gerekli gördüğü sermaye miktarını içerir. Aynı zamanda bilgi teknolojileri sisteminin (kullanılan bir yedekleme sisteminin olup olmadığı) güvenliğini ve iç denetim fonksiyonunun (İç kontrol sistemleri, Teftiş Sistemleri, Risk Yönetim Sistemleri) etkisi de hesaba katılır. Yatırım bankacılığı ve özel bankacılıkla ilgilenen bankaların, alım-satım ve iletimden kaynaklanan hataları müşterilere tazmin etme uygulamalarına da bakılır. Bankaların çalışanlarından, müşterilerinden, iç prosedürlerinden, sistemlerinden, dış olaylardan, mevzuat uyumsuzluklarından kaynaklanabilecek hata, hile, ihmal, suistimal, dolandırıcılık, doğal afetler ihtimaline karşı herhangi bir sigorta-tazminat fonu gibi bir teminatın varlığını araştırmak ve bu kapsamda iç kontrol ve iş süreçleri Basel II kapsamında dikkate alınması önemlidir. Risk yönetim organizasyonu içerisinde yer alan tüm kişi, grup ve komitelere ait bilgiler değerlendirilir. Operasyonel riskler ve kayıplar için Basel Komitesi tarafından belirlenen faaliyet kolları (Kurumsal Bankacılık, Alım-Satım, Perakende Bankacılık, Ticari Bankacılık, Takas ve Ödemeler, Acente Hizmetleri, Varlık/Fon yönetimi) içerisinde sınıflanan alt detayların tamamına bakılıp değerlendirilir. Bu alanda oluşabilecek olası riskler için ayrılacak sermaye hesaplamaları incelenir.

Yasal Riskler

Esasen bu konu da operasyonel risk kapsamında incelenmekle beraber JCR ER'in konuya verdiği önem açısından ayrıca ele alınmaktadır. Yasal risklerin önemli bir bölümü istihdam uygulamalarından, iş mevzuatına ve iş yeri güvenliğine uyumsuzluklardan ve belgelerden kaynaklanır; belgeler kanunen uygulanabilir ve düzgün bir şekilde olmalıdır. Böyle bir risk ancak müşterilerin detaylı olarak incelenmesiyle ve hukuk danışmanlığı ile devam eden bir iş birliğiyle asgari seviyeye indirilebilir. Değerlendirmelerinde bankaların durum tespit metodolojilerini ve belgeleme ilkelerini değerlendirir.

5. FONLAMA VE LİKİDİTE

Likidite analizi, banka fonlarının hem içeriği hem de kaynaklarının yanı sıra, varlıklarının özellikleri üzerinde yoğunlaşır. O açıdan JCR ER için toplulaştırılmış tek bir genel likidite oranı önem arz etse de her para cinsi üzerinden ve her vade dilimi için hesaplanmış ayrı ayrı likidite oranları öne çıkartılır. Bankanın bu alandaki yönetim hakimiyetinin ölçütü olarak beklenen likidite ihtiyaçları ile beklenmeyen likidite ihtiyaçları karşılaştırılarak standart sapma oranları hesaplanır.

Geniş ve çeşitli müşteri segmanları içerisinde mevduatla finanse edilen ve şube/muhabir ağları aracılığıyla çeşitli ürünleri sunabilen bankalar ile para sermaye piyasalarına erişen toptancı bankalar birbirinden farklıdır. Her iki banka türü de fon kaynaklarının istikrarı ile borçlarının vade yapısı açılarından incelenir ve vadesi geldiğinde yükümlülüklerini yerine getirme kabiliyetlerine göre değerlendirilir. Likidite incelemesi aynı zamanda, bankanın yükümlülüklerini yerine getirebilmesinin bir başka önemli boyutunu oluşturan, ister varlıkların doğal vadesinin gelmesi, isterse likit piyasalara satış yoluyla varlıkların nakde dönüştürülmesi kabiliyeti üzerinde de yoğunlaşır.

Burada incelenmesi gereken önemli alanlar bir bankanın fonlama tabanının yapısı ve dağılımı, mevduat veya borçların önemli konsantrasyonlarını içerecek şekilde, fon kaynaklarındaki ve bankanın likiditesindeki önemli eğilimlerin göz önünde bulundurulmasıdır.

Bir banka için fonlama ile ilgili asıl risk, tahsilatlarda beklenmeyen gecikmeler ve beklenmeyen çekilişlere maruz kalma nedenleriyle vadesi dolan borçları makul bir masrafla hiç yenileyememe veya yerine koyamamadır. İyi dağılım gösteren ve istikrarlı bir fon tabanı veya her kaynak içerisindeki borç/kaynak sağlayıcıların iyi bir dağılım göstermesi bu riski sınırlandırabilir. Bu yüzden bir bankanın tasarruf mevduatı tabanını ve diğer borçlanma kaynaklarını, menkulleştirme olanaklarını, boyutuna, vadesine, para birimine ve coğrafi kaynağına göre incelemek önemlidir. Likidite söz konusu olduğunda, iç/dış likidite yaratma kapasitelerini anlamak için, bankanın ikincil piyasası olan menkuller ve vadesi dolan krediler ile merkezi para piyasaları, sermaye piyasaları, diğer bankalar, merkez bankası, reeskont imkanları gibi olanak ve kaynaklarını inceleriz. Gerektiğinde nakde tahvil etmek maksadıyla olası bir nakit sıkışıklığına yönelik portföyde satılabilir hisse senedi, tahviller ve benzeri varlıkları tutulur. Ayrıca bankalar bazı varlıklarını teminat olarak gösterip kısa dönem borçlanmaya gidebilirler. Ancak, bu kıymetlerin gerçekte ne kadar satılabilir olduğunu ve bir kriz anında ne kadar likit olabileceklerini anlamak önemlidir. Bankaların bölgelere göre belirlenmiş, kriz anında likiditeden kimin sorumlu olacağını belirten, ne şekilde davranılacağını ve hangi noktada merkez bankası lender of last resort ya da likidite pencereleriyle hangi anlaşmaların yapılacağını belirten açık yedek planları olmalıdır. Ancak, Merkez Bankalarının sağlayacağı likiditenin şartsız, maliyetsiz, limitsiz ve teminatsız olmayacağı unutulmamalıdır.

Devlet tarafından sağlanan, merkez bankasından finansmana erişim ya da mevduat sigortası programları gibi, bankanın finanse edilmesini istikrarlı bir hale getirme eğilimi gösteren likidite destek mekanizmaları olumlu olarak değerlendirilecektir.

6. MENKUL KIYMETLEŞTİRME VE KREDİ TÜREVLERİ

Menkul kıymetleştirme işlemi nakit akımlarını kolaylaştırmak ve temerrüt riskini azaltmak gayeleriyle yapılan ve son yıllarda menkulleştirme piyasalarında hem hacim hem de ürün olarak yaşanan hızlı büyüme bankaların derecelendirilmesinde kaldıraç, fonlama, kredi riski ve performans analizinde önemli konulara işaret etmektedir. Salt temerrüt riskinin devri amaçlanmışsa menkul kıymetleştirmenin yanında kredi türevleri de (Total Return Swaps, Credit Options, Credit Default Swaps, Credit Linked Notes, Collateralized Dept Obligations) inceleme kapsamımızdadır. Menkulleştirme bankalara fazladan likidite ve etkin maliyetli fonlamaya olanak sağlayarak, kredi riski yönetiminde, yasal sermaye serbestisinde ve kârlılık performansı ölçülerinde yardımcı olmaktadır. Ancak, menkulleştirme genelde bankalara faydalar sağlarken, taşıdığı riskler de dikkate alınmalıdır. Sermaye rasyolarını hesaplarken, menkulleştirilen varlıkların da bilançoya dahil edilerek o şekilde hesaplanması sağlanmalıdır. Menkulleştirmeler bankalara birçok avantaj sağlarken, gerçek faydası bankanın likiditesini artırırken, fonlama maliyetlerini düşürme yönünde olur. Menkulleştirme bir bankanın kredi riskini daha etkili yönetmesini sağlarken, tam ve mutlak bir risk transferi de değildir. Dolayısıyla, bir bankanın menkulleştirilmiş varlıklarının analizi esasen bir kredi riski analizidir. Zira, Basel Uzlaşısı sermaye yeterliliği hesaplamalarında menkulleştirmeyi esasen bir kredi işlemi gibi ele almaktadır.

7. SERMAYE YETERLİLİĞİ VE ORTAKLIK YAPISI

JCR ER olarak, beklenmeyen zararlar karşılandıktan sonra kalacak olan sermayenin banka faaliyetlerini yeterli kapasitede ve likit olarak devam ettirmesine olanak verecek bir sermaye düzeyinin var olup olmadığına önem verilir. Ortakların mali gücü, ödenmiş sermayenin nakit ve ortakların gerçek sahipliğine ait olması ve sermaye benzeri kaynakların varlığı çok önemlidir.

Ana sermaye, katkı sermaye, üçüncü kuşak sermaye toplamından oluşan Sermaye hesabından gerekli indirimler yapıldıktan sonra her risk için (piyasa, kredi, operasyonel) esas alınacak sermaye tabanı hesaplamalarına bakılır. Varlıkların ağırlıklandırılmasında ülke hazinelerine ait borçlanma senetlerinin katsayılarında yerel düzenlemelerden ziyade JCR ER’in ülke notları öne çıkartılacaktır. Ülkelerin Uluslararası Ödemeler Bankasının (BIS) sermaye kurallarını kendilerine göre yorumlamaları ve diğer sermaye koşulları öne sürmeleri nedeniyle herhangi bir bankanın sermaye yeterliliğinin incelenmesi mutlaka devlet düzenlemesi ile başlayacaktır. Bu düzenlemelerin sistemin esnekliğini ya da gelişimini sınırlandırabilmesi nedeniyle, asgari sermaye seviyelerinin oluşturulması sıklıkla göz önüne alınan önemli bir derecelendirme unsurunu oluşturur. Bu nedenle, JCR ER’in başlangıç noktası ilgili düzenleyicilerle görüşmek olacaktır. Ancak genellikle, düzenleyiciler bankalardaki mevduatların sahiplerini korumayı amaçlarken, JCR ER ise borç verenler ve karşı taraflar açısından ana para ve faiz geri ödemelerin zamanında yapılması konusuyla ilgilenir. Bu nedenle, bir bankanın yerel düzenleyicilerinin sermaye koşullarına uymasının önemli olmasının yanı sıra, JCR ER bankanın sermaye yapısını daha geniş bir çerçevede ele alır ve zararları sadece herhangi bir yeniden yapılanma ya da tasfiye senaryosu içinde massedebilen belirli araçları sermaye yeterlilik hesaplarına dahil etmez.

Bütün bunların ardından tüm gerekli bilgiler derlenir ve JCR ER bankanın sermaye yapısını hem yerel hem de uluslararası çerçevelerde inceler. Riske göre ayarlanmış sermaye yeterlilik analizlerinin yanı sıra daha geleneksel bilanço ölçümleri de kullanılır. Uluslararası karşılaştırmalara ilişkin olarak, kuruluşların oranlarının mümkün olduğunca karşılaştırılabilir olması için farklı muhasebe uygulamaları ve mali uygulamalar ışığında ayarlamalar yapılır. Ancak, nispi kârlılık, risk profili ve varlık kalitesinin de sermaye yeterliliğine ilişkin karar üzerinde büyük ölçüde etkisi olacaktır.

Ortaklık Yapısı ve Destek

Bir bankanın ortaklık yapısı ve bankaya potansiyel desteğin varlığı Destek notlarının ve tabi ki kısa vadeli ve uzun vadeli notların belirlenmesinde önemli bir rol oynar Bir bankanın ortaklık yapısını incelerken, hisse sahiplerinin ya da devletin ihtiyaç durumunda bankayı destekleme yeteneği ve isteği de göz önünde bulundurulur. Bireyler veya ailelerin sahip oldukları bankalarda, ortakların bankaların kararlarına olabilecek, eğer olursa, muhtemel etkileri de incelenir. Ayrıca, banka sahiplerinin banka desteğine ihtiyaç duyabilecek endüstriyel çıkarları gibi banka yönetimini etkileyebilecek diğer çıkarların varlığı da göz önünde bulundurmaya çalışılır.

8. KAZANÇLAR VE PERFORMANS

Nakit akımlarının bilinen kuralı gereği bankaların gelirleri nihayetinde borçlarını ödeme gücünü etkileyeceği için incelenmesi gereken önemli bir alandır. JCR ER bankaların gelirlerinin geçmişteki eğilimlerine, istikrarına, kalitesine ve gelecekte kâra dönüşme kapasitesine önem verir ve inceler. Faaliyet ortamını dikkate alırken, bir bankanın muadillerine göre var olan önemli performans göstergelerini de hesaba katar. Mümkün olduğu yerlerde, bir bankanın farklı iş alanlarından elde ettiği gelirlerini de inceler. Bu bağlamda, şu eğilimlere dikkat edilir:

  • Bilançonun ürettiği gelir ve giderler ile, bilanço dışı işlemlerden kaynaklanan gelir ve giderler birbirinden ayrılarak incelenir. Bilanço içi kar/zarar hesabında net serbest rasyoların kaynaklar lehinde olmasına ayrıca önem atfedilir.

  • Faize duyarlı varlık ve kaynakların oluşturduğu net faiz geliri, iş alanlarının faiz spreadlerindeki gelişimi de dahil olmak üzere dikkate alınarak borç verme ve fonlama maliyetlerinin eğilimleri gözlenir.

  • Brüt faizsiz gelirler, bilançonun komisyon şeklinde ürettiği daha sabit gelirler ve bunun yanında daha değişken şekilde olan alım-satım gelirlerini içerecek şekilde bakılır.

  • Faiz dışı giderler, personel ve diğer harcamaların dağılımı, harcama seviyesinin toplam gelirle ve mümkün olduğu yerde kazanç sağlayan varlıklarla ve (bireysel-kurumsal-hazine-muhabir bankacılıkta) şube sayısıyla ve çalışanlarla karşılaştırması yapılır.

  • Provizyonlar ve bunların seviyeleri, banka gelirlerinin provizyon kaldırabilme kapasitesiyle birlikte değerlendirilir.

  • Olağanüstü gelir-gider kalemleri, vergi hesaplamalarındaki gelişmelerle birlikte ele alınır.

Ülkeler arası muhasebe standartlarındaki farklılıklar göz önüne alındığında sınırlar ötesi kıyaslamalar her zaman anlamlı olmasa da gerektiğinde, bir bankanın kayıtlı gelir tablosu rakamlarında gerekli düzeltmeleri yaparak, bankanın finansal göstergelerinin bankadan bankaya veya ülkeden ülkeye karşılaştırılabilir olması sağlanır. Banka tarafından verilen bütçe ve tahminlere dayanan gelir beklentileri, orta vadeli planlar da dahil olmak üzere yakından incelenir. İleride oluşabilecek gelirleri etkileyebilecek dış etmenler ve yönetimin güvenilir bir bütçe ve tahminler sunma başarısı da hesaba katılır. Kârlılığın ölçülmesinde göz önüne alınan temel unsurlar, gelir ve kar seviyeleri, bunların eğilim ve istikrarıdır. Eş değişle uzun vadeli temel kazanç gücüdür. JCR ER kazançların oranını çeşitli tanımlara göre hesaplar: işletme, vergi öncesi, net gelirin ortalama toplam varlıklara, kazanç varlıklarına ve riske göre ayarlanmış varlıklara oranı, vb. Buna ek olarak, net faiz ve net gelir marjları da etkinlik ölçümleri ile birlikte incelenir. Belirli dönemlerde gösterilen performansın nedenleri analiz edilir ve tartışılır ve tarihsel sonuçların gelecekteki performansın doğru bir göstergesi olup olmadığı belirlenir. Bu oranlar, uygun ayarlamalar sonrasında, diğer ülkelerdeki benzer ölçek ve türdeki bankaların oranları ile karşılaştırılır.

Kredi karşılıları ve kayıplarına yönelik uygulamalar ülkeler arasında farklılık gösterir. Bu nedenle, kredi zararı karşılığı, gerçek bir işletme giderinin aksine, bazen ihtiyari bir kalem olarak değerlendirilebilir. Bazı karşılıklar çoğunlukla genel karşılıklardan farklı bir şekilde ele alınır. Özel vergi uygulamasının da bazen “nihai” net gelir üzerinde önemli bir etkisi olabilir. Sonuçların kar ya da zarar lehine neticelenmiş olmasından ziyade, marjlardaki eğilimlerin tespiti JCR ER açısından daha önemlidir.